Sesli RehberSacré-cœur Bazilikası

Paris’in sanatla iç içe Montmartre semtinin tepesinde, göz alıcı beyaz kubbesiyle Sacré-Cœur Bazilikası yükselir. Buradan şehri boydan boya gören panoramik manzaralar ufka kadar uzanırken, eteklerinde canlı bir sokak hayatı yaşanır. Bir asrı biraz geçen bir süre önce tamamlanan bu efsanevi bazilika, manevi inanç, cesur mühendislik ve Fransa'nın çalkantılı geçmişinden izler taşır.

jean emmanuel Pepers

Bazilika, uzun süren çatışmaların, özellikle Fransız-Prusya Savaşı ve Paris Komünü’nün ardından, umut ve ulusal arınmanın bir sembolü olarak tasarlandı. Yağmurda daha da parlayan beyaz traverten taşlarla inşa edilen yapı, yuvarlak kubbeleriyle Bizans ve Romanesk katedrallerin ihtişamını neo-Rönesans esintileriyle birleştirir. Girişteki üç kemerden oluşan anıtsal kapının iki yanında bronzdan yapılmış Aziz Jeanne d’Arc ve Aziz Dokuzuncu Louis heykelleri yer alır; üstte ise ziyaretçileri kutsayan etkileyici bir İsa heykeli bulunur.

Mubinur Rahman

Sacré-Cœur’ü benzersiz kılan unsur ise inşa edildiği zemin şartlarıdır. Montmartre Tepesi’nin, eskiden taş ocaklarıyla dolu olması nedeniyle mühendisler onlarca derin beton kazık çakarak hem bazilikayı hem de tepenin kendisini güvenli şekilde desteklemiştir. Böylece sadece bazilikanın değil, Paris’e hayat veren bu tepenin de sağlamlığı korunmuş olur.

tim deridder

İçeri adım attığınızda, Yunan haçı şeklinde bir mekân ve yumuşak bir ışık sizi karşılar. Apsiste altın renkleriyle parlayan, Fransa’nın en büyük mozaiği, vitray pencereler ve görkemli bir boru orguyla tamamlanır. Yüzyılları aşan gelenekler burada sürer: Yaklaşık yüz elli yıldır inananlar sürekli dua için burada toplanır ve bazilika, canlı bir ibadet merkezi olmaya devam eder.

Christophe Danquigny

Kubbeye çıkan dar merdivenleri tırmanarak ya da fünikülerle Paris’in büyüleyici manzarasını seyredebilirsiniz. Avrupa’nın en büyük çanlarından biri olan Savoyarde da sessizce çan kulesinde yer alır. Bazilikanın traverten taşları ise Zafer Takı için kullanılan ocaklardan getirilmiştir; bu da onu Fransa’nın görkemli tarihiyle birleştirir.

SAM PETER

Sacré-Cœur’ün parlayan kubbeleri ve huzurlu iç mekânı, yalnızca hayranlık uyandırmakla kalmaz, aynı zamanda Fransız ruhunun direncini, yaratıcılığını ve Montmartre’ın benzersiz kimliğini yansıtır.